Şu modern hayatın getirdiği keşmekeş hangimizi strese sokmuyor ki! Sabahları işe gitmek için kaçımız yatağımızdan şarkılar söyleyerek uyanıyoruz? Hangimiz randevumuza yetişmeye çalışırken sıkıştığımız trafikte mutlu olabiliyoruz? Herhalde hiçbirimiz...
Hayat artık eskisine göre çok daha hızlı akıyor. Şehir yaşamında bu hızı ikiyle çarpmak gerekiyor. Hız ise eşittir stres. Ne beynimizin ne de bedenimizin bu hıza çok kolay adapte olduğunu söyleyebilmek mümkün değil. Belki de bu yüzden, yani biriken stresler nedeniyle trafikte veya sokakta ufak tartışmalar sonu ölümle biten kavgalara varıyor. Stres sırasında vücudumuzda pek çok değişim meydana geliyor. Adrenalin ve kortizol hormonlarının dengesi değişiyor.
Stres kolayca hastalanmamıza da yol açıyor. Nasıl mı? Bağışıklık sistemimizi zayıflatarak, hatta çökerterek. Bağımlılığı olanlar stres nedeniyle daha fazla sigara içiyor, kimi alkole sarılıyor. Gerekçe tabii ki gevşemek, rahatlamak.
Mükemmeliyetçi, sabırsız, kuyrukta beklemeye dahi tahammülü olmayan, karşısındakinin sözünü kesen, başarıyı maddi kazançla ölçen, hayatın güzelliklerine yüzeysel ilgi duyan biri misiniz? Yoksa hayattan tat almaya çalışan, her şeyin para olmadığını, yaşamın küçük mutluluklarının armağan olduğunu düşünen ve mücadeleyi seven bir insan mısınız? Verdiğiniz yanıt, hastalık yaratan, mutlu olmanızı bile engelleyen strese yaklaşımınızı da belirliyor. Çünkü eğer ilk grupta yer alıyorsanız stres sizde öğrenilmiş karamsarlığa hatta depresyona dahi yol açabilir. İkinci gruptaysanız stresi bir fırsata dönüştürebilir, kendinizi geliştirme aracı olarak kullanabilirsiniz.
Aşırı stres, bedensel ve zihinsel sağlığı bozar. Baş ağrısı, uykusuzluk, çeşitli ağrılar, hipertansiyon, kalp hastalıkları, diyabet gibi yaşamı tehdit eden hastalıkların ortaya çıkmasında rol oynayabilir. Sonuç olarak bedenin sürekli olarak stresin neden olduğu, uyarılmışlık durumunda kalması, biyolojik sistemlerin yıpranmasına neden olmakta, bedenin kendi kendisini onarma ve koruması tehlikeye girmekte, hastalanma riski ortaya çıkmaktadır. Olaylara karşı herkes stresi hisseder, ancak etkilenme düzeyi farklıdır. Ağır ve yorucu iş temposu, ilişkilerde yaşanan sorunlar, yalnızlık maddi kaygılar, çevresel faktörler, iş yerinde yaşanan gerginlikler stres kaynağıdır. Stres sonucunda birtakım ruhsal hastalıklar, tıbbi hastalıklar ortaya çıkabilir. Nefes darlığı, iştah bozulması, baş ağrısı, yorgunluk ve tükenme hali karşılaşılan sorunlardan sadece birkaçı.

Günümüz çalışanı hangi konumda olursa olsun, çok fazla stres faktörüyle karşı karşıya. İş stresi ve tükenmişlik sendromu üzerine yapılan araştırmada, iş stresini çalışanların yüzde 86'sı 'çok önemli', yüzde 13'ü 'orta önemli' ve yüzde 1'i 'az önemli' bulmuştur. Yapılan çalışmalarda, 21 yaş sonrası her bir yaş artışında kişinin çalışma kapasitesinin yüzde 1 oranında azalma gösterdiği saptanmıştır. İlerleyen yaşla birlikte strese tolerans da azalmaktadır. Bunda bireyin değişken hormonal yapısı, daha önceki yaşlarda var olmayan hastalıkların gözlenmesi de etkili olmaktadır.

Çalışanlar ve kurumlar için ciddi sonuçlara yol açıyor stres. İş stresi, işin insan üzerinde oluşturduğu baskıdır. İş stresi çalışanı üzer, yakın çevresini etkiler, verimini düşürür. Sağlık harcamalarını artırır, enerji düzeyini düşürür. Stresli çalışanların sağlık harcamaları, stresli çalışmayanlara göre yüzde 50 fazladır. Stres zihinsel ve fiziksel kaynaklarımızı eritip tüketen bir olgudur. Aşırı stres insanı iş göremeyecek duruma getirebileceği gibi, ciddi tıbbi sorunlar da yaratabilir. Her türlü değişiklik zorlanma yaratır, her zorlanma bir uyum çabası doğurur. Bunun adı da strestir. Stres, işini veya sevdiğini kaybetmek gibi olumsuz olayların doğurduğu bir durum değil. Terfi, evlenmek de stres kaynağı olabilir.
Her başarının temelinde stres vardır. Gerçek başarı sınırların zorlanmasıyla ortaya çıkar. Sınırlarının zorlanmasından hoşlanmayanlar başarısız olabilirler, bu durum da onlar için stres kaynağı oluşturur.

İş stresi belirtileri
·  Rekabete karşı koymayı becerememe.
·  Güvensizlik, "Fikrim bu" diyememe.
·  Karışık durumda başarısızlık, panik.
·  Sorunlara aşırı duygusal tepki verme.
·  Başarısızlık.
·  Kararsızlık.
·  Dayanışma eksikliği.
·  Katılımcılığın azalması.
·  İş kazalarının artması.
·  İş performansında düşme.
·  Hataların artması.
·  Hatalara karşı duyarsız davranma


0 yorum:

Yorum Gönder

 
Top